31 Ağustos 2010 Salı

Up The Irons Yahu!

Sen kaçtı hatırlamıyorum yaşım 10 filan olmalı. Daha o zamanlar yüzü sivilceli kuzenim "Kuzeeen bi grup buldum. Fear Of The Dark diye bi şarkı yapmışlar. Süppper metal" diyerek beni gaza getirmeye çalışmıssa da ben Manowar falan gibi zırtapozları dinlediğimden pek ilgilenmemiştim. İlgisizliğim kasedi dinlememle geçti ki tüm bu anlattıklarım 3 dakika ya sürdü ya sürmedi. "I am a man who walks alone" diyordu bir abi. İlgimi hemen çekti tabi. Durum böyle olunca baba bir cumartersi sabahı erkenden kaldırıldı ve kaset aldığım mekana doğru götürüldü. Fear Of The Dark, Piece Of Mind ve Somewhere In Time kasetleri alınarak mekandan çıkıldı. neden anlatıyorum bütün bunları? Bir kere müzik hızlı, melodik ve güzeldi. Sözlerin sıralnışları da şahaneydi (İngilizce bilmediğimden eni viki vokçe tribindeydim) vokal o zamana kadar hiç duymadığım gibi birşeydi. Beni benden alşmıştı. Albümleri hatmettiğim gibi Somewhere In Time'a aşık oldum. Sürekli dinledim ezberledim. Hala bırakın bir Iron Maiden albümü olmasını hayatımın en anlamlı kasedidir.

Şimdi hayatımı şekillendiren bu grup yeni albüm çıkardı. The Final Frontier...

Albümün orjinalini beklemeden birkaç hafta önce Doğu'nun gazıyla albümü korsanlayıp dinlemeye başladım. Eski albümlerle hayatta kıyaslamam. Hatta Hiçbir Maiden albümünü başka bir Maiden albümüyle kıyaslamam. Sonuçta 'Maiden Is Maiden'.
Müzikalite yine aşmış. Ama eksikler var kanımca. Bir kere introlar çok uzun. Hiç bir insan evladı o kada ruzun introyla ilgilenmez. Albüme adını veren şarkı The Final Frontier'in başındaki Satellite 15 neredeyse 4 dakikayı aşkın bir intro. İşin kötü tarafı intro Satellite 15 ve TFF şarkısının da tonları aynı bile değil. Şarkılar çok uzun ve fazla epik. Nerede bir Run To The Hills nerede bir The Trooper gibi kısa ve vurucu parçalar? Hem vokal partisyonları kısa geldi bana. Ayrıca Maiden'ı Maiden yapan melodilerde azalma gördüm. Nasıl bir grupsa Maiden, bunlar yüzünden albümden soğuyamıyorum bile. Ayrıca beni şaşırtan bir durum da bu albüme çok hızlı alışmış olmam. İlk dinlediğimden beri delicesine dinliyorum ve inanılmaz beğeniyorum. The Talisman ve Starblind ve Mother Of Mercy favorilerimdir. İkinci sıraya koyacağım parçalar ise TFF ve El Dorado.
Albümün lokomotifi kesinlikle Bruce Dickinson, bu benim fikrim tabi ki... Yani kısa ve az da söylese adam işini öyle mükemmellikte yapıyor. Ve o şahane sesiyle peak noktalara çıkışları hala çok güçlü (bkz: Mother Of Mercy) Bu arada unutmamak lazım beni en gaza getiren en Maidenesque parça The Alchemist. Dikkatle dinleyiniz. Leziz...

Kısacası yılın en bomba işlerinden biri EMI etiketiyle çıkan Iron Maiden - The Final Frontier'dır. Kaçırılmasın sakın, yıllarca dinleseniz her notada farklı bir tad alacağınıza eminim. Şahsen Maiden dediğin bana göre budur zaten. 10 yıl dinlemediğin bir parçasını dinlediğimde bir sözden veya bir melodiden çok farklı hazlar alırım.